13 Şubat 2009 Cuma

FOTOĞRAFTA KOMPOZİSYON (COMPOSITION ON THE PHOTOGRAPH)

FOTOĞRAFTA KOMPOZİSYON (Kaynak:Metin Kasım, Reklam Fotoğrafçılığı, Çizgi Kitabevi, Konya:2005)

Kompozisyon, kontrol anlamına gelir. Bir fotoğrafın kompozisyonu, kendini ilk aşamada heyecanlandıran bir düşünceye doğru bir başkasını da yöneltebilmek için fotoğrafçının kullanımında olan bir araçtır. Bu anlamda kompozisyon insanı etkiler ve yönlendirir. İzleyicisini bedensel, duygusal ve zihinsel olarak etkilemesine olanak verecek şekilde fotoğrafçının etkinliğini arttırır. Araştırmalara göre görsel düşünenler izleyici bakışlarının resim ya da fotoğrafa bakarken kontrol edilebilir bir seyir izlediğini bilmektedirler. Usta bir sanatçı izleyicinin bakışını eseri üzerinde nasıl dolaştırmak gerektiğine tam anlamıyla hakimdir. Gözü çelerek öngörülen noktalara yönelmesi için çizgiler, şekiller, renkler kullanır. İzleyici de farkında olmadan, ancak isteyerek kendini bu yönlendirmeye bırakır. Mesela keskin kenarlı ve kaba şekiller hareket ve gerilimi çağrıştırırken, yumuşak şekiller dinginlik ve huzuru algılatır (Grill ve Scanlon 2003:18).
Fotoğrafçı görüntüsünü oluştururken karşısındaki sahnenin hangi unsurlarının fikirlerini destekleyeceğini, hangilerinin ise aykırı düşeceğini bilecek şekilde, fotoğrafındaki tüm ögelerin çağrıştırdığı etkilerin farkında olmalıdır. Kompozisyonun oluşturduğu zihinsel kontrol, fotoğrafın fiziksel, duygusal ve konusal içeriğinin birbirleriyle ilişkisinden doğar. Etkin bir kompozisyonla birlikte sunulan kışkırtıcı bir fikir zihinsel tepkiye yol açar. Böyle bir fotoğrafın üzerinde konuşmaya ya da en azından düşünmeye değer. İzleyici fotoğrafın ardındaki fikirden etkilenir ve belki de hoşlanır. Bu fikir iyi bir kompozisyon aracılığıyla algılanabilir ve belki de hoşlanır. Bu fikir iyi bir kompozisyon aracılığıyla algılanabilir. Sonuç olarak fotoğrafçı izleyicinin bakışını ve böylelikle de algılama biçimini kontrol altında tutmuş olur (Grill ve Scanlon, 2003:21).
Fotoğrafta kompozisyonu etkileyen önemli unsurlardan birisi de alan derinliğidir. Alan derinliği; üzerine odaklama (netlik) yapılan konunun ön ve arka kısmında net olarak görülen alandır. Kural olarak bu alan odaklama yapılan cismin önünde 1/3, arkasında ise 2/3 oranında gerçekleşir. Diğer bir anlatımla odaklama yapılan cismin önünde kalan alanın cisme yakın olan üçte biri net olurken, arkasında kalan alanın üçte ikisi net olacaktır. Alan derinliğini etkileyen üç temel faktör vardır, bunlar diyafram açıklığı, objektif odak uzunluğu ve konuya olan uzaklıktır (Kasım, 2003: 31).
- Diyafram açıklığı: Diyafram ne kadar kısılırsa (Diyafram üzerindeki rakamlar ne kadar büyürse,) alan derinliği o kadar artar, ne kadar açılırsa (rakamlar küçülürse) alan derinliği o kadar azalır.
- Objektif odak uzunluğu: Kullanılan objektifin odak uzunluğu ne kadar artarsa alan derinliği o kadar azalır, odak uzunluğu ne kadar azalırsa alan derinliği o kadar artar. Buna göre geniş açılı bir objektifle çekilen görüntüdeki alan derinliği, tele objektifle çekilenden daha fazladır.
- Konuya olan uzaklık: Çekim yapan kişi veya fotoğraf makinesi, çekimi yapılan konuya ne kadar yakın ise alan derinliği o kadar az, uzaklık ne kadar fazla ise alan derinliği de o kadar fazla olacaktır.

Hiç yorum yok:

TÜM FOTOĞRAFLAR METİN KASIM'a AİTTİR.HİÇBİR ŞEKİLDE İZİNSİZ KULLANILAMAZ.